“Yol Ayrımı” Dizisi Üzerine
Uzun bir zaman sonra pazar gününü evde geçirince “Yol Ayrımı” dizisinin tekrarını izleyebildim. Ben oldukça başarılı buldum diziyi. Aslını söylemek gerekirse biraz da “Muhteşem Yüzyıl”‘ın rövanşı olarak kurgulanacağı üzerine yorumların ben de yarattığı önyargı ile izledim. Fakat dizinin hiç de öyle olmadığını ve bir takım başka kaygılar gütmediğini en azından ilk bölüm itibarıyla söyleyebilirim.
Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal’in ve Türkiye’nin demokrasiye geçiş anlamında verdiği ikinci sınavın “güdümlülük” dolayısıyla başarısız olduğu görüşü siyasi görüşünüz ne olursa olsun tarihi bir gerçek. Bunun televizyonlarda anlatılabiliyor olması önemli bir aşama. Ancak bu yapılırken gösterilecek itina da tabii ki önemli. Aynı şekilde “Muhteşem Yüzyıl”‘da gösterilmesi gereken itina gibi. Tarihi dizilerden öğrenmek tartışmasına hiç girmeyeceğim ancak ben kendi adıma televizyon sektörünün ne biliyim aynı tip sıcak mahalle hikayelerini anlatan diziler yerine bu şekilde diziler yapmasını tercih ederim.
Dizinin oyuncu kadrosunu da ben oldukça iyi buldum. Gerçi benim izlediğim dizilerin televizyon hayatı çok uzun ömürlü olmuyor. “Türkan”, “Suskunlar”, “Şaşıfelek Çıkmazı” geçmiş hazin deneyimler. Hikayenin de gelişimi dolayısıyla “Yol Ayrımı”da çok uzun olmayacaktır. Ancak Kemal Tahir’in eserinin televizyon ekranlarına uyarlanmasının ve genel kurgunun iyi olduğunu Çarşamba günü dizinin saatini bir yerlere not ettiğimi söylemem gerekir.
Radikal’de dün çıkan bir yazı da dizi ile ilgili ayrıntıları içeriyor. Buradan ulaşabilirsiniz.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1113435&CategoryID=41