SURİYELİLERE ÇALIŞMA İZNİ VE SOSYAL YARDIM NE GETİRİR, NE GÖTÜRÜR?
SURİYELİLERE ÇALIŞMA İZNİ VE SOSYAL YARDIM HAKKI KARGAŞAYA NEDEN OLUR MU?
Türkiye yaklaşık 4 yıldır kendi ülkelerindeki zulümden kaçan Suriyelilere ev sahipliği yapıyor. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü’nün verilerine göre Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde 900 Bine yakın Suriyeli yaşıyor. 219 Bin civarında Suriyeli ise barınma merkezlerinde hayatlarını sürdürüyor. Toplamda 1 Milyondan fazla Suriyelinin ülkemizde bulunduğunu görüyoruz. Bu rakam her geçen gün artıyor.
Bu süreçte maalesef ortaya vicdanları yaralayan sahneler ortaya çıktığı gibi özellikle sınır illerinde Suriyelilere karşı tepkiler de yaşandı. Çünkü büyükşehirlerdeki Suriyeli profili ile sınır illerindeki profil biraz farklı. Şanlıurfa, Gaziantep, Osmaniye gibi illerde Suriyeliler bir şekilde dükkân açıp ticarete başladıkları gibi artık işgücü piyasası açısından da büyük bir kitle haline geldiler. Bunun yanında esnafın Suriyelilerle farklı bir ilişkisi olduğu gibi Suriyelilerin emlak piyasasını bile hareketlendirebilecek çapta etkilerin olması söz konusu. Büyükşehirlerde ise Suriyelilerin daha çok dilencilik ve kırmızı ışıklarda cam silmek gibi bazı işler yapabildiklerini görüyoruz.
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliği ile bu statüdeki kişiler için çalışma izni ve sosyal yardım hakkı sağlanmasının önü açıldı. Bu sayede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı geçici koruma kimlik kartı olan kişilere çalışma izni verebilecek ve sosyal yardım yapabilecek. Daha önce yasal statüdeki sorunlar nedeniyle çalışma izni verilmesi mümkün değildi. Diğer yandan Türk vatandaşı olmadıkları için de sosyal yardım yapılması söz konusu olmuyordu. Yönetmelik sonrasında Çalışma Bakanlığı bu durumdaki kişilere çalışma iznini verebileceği gibi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da sosyal yardım yapabilecek.
Çalışma izni şu an itibarıyla bütün yabancılara belirli koşullar dahilinde veriliyor. Çalışma izni almak isteyen kişinin bazı koşullara sahip olması gerekiyor. Geçici koruma altındaki kişiler çalışma izni alabilmek için Bakanlar Kurulu’nun izin verdiği sektör, işkolu ve il veya ilçelerde başvuru yapabilecek. Bu kişiler ikamet iznine sahip olmadıkları için daha önce çalışma iznine başvuramıyorlardı. Şimdi bu yönetmelik ile sorun çözülmüş olduğu için artık çalışma izni başvurusunda bulunabilecekler. Fakat bu durumda da, yalnızca Bakanlar Kurulu’nun kararlaştırdığı sektör, işkolu ve il veya ilçeler için çalışma izni söz konusu olacak. Bütün sektörler, iller veya meslekler için geçerli bir çalışma izni olmayacak.
Diğer yandan Çalışma Bakanlığı çalışma izinleri ile ilgili yönetmelikteki hüküm uyarınca bu şekilde gelecek çalışma izni başvurularına Bakanın onayıyla topluca izin verebilir. Yani iş ile çalışma izni isteyen kişi arasındaki uyumu gözetmeksizin bu şekilde gelecek bütün talepleri olumlu olarak değerlendirebilir. Yönetmelik bu şekilde izinlerin onaylanmasına izin veriyor.
Suriyelilere yasal çalışma izni verilmesi bazı sorunlara yol açabilir. Fakat diğer yandan şu an itibarıyla Suriyelilerin önemli bir bölümü zaten kayıtdışı olarak çalışıyor. İşverenler ucuz işçi olarak gördükleri Suriyelileri karın tokluğuna ve sigortasız olarak zaten çalıştırıyorlar. Çalışma izni alınması bu anlamda zaten süregelen bir kayıtdışı istihdamı kayıt altına almayı sağlayabilir. Ayrıca Suriyelilerin çalıştırılması dolayısıyla prim toplanması ve Suriyelilerin de asgari çalışma şartlarına sahip olması sağlanacaktır.
Fakat konuyla ilgili bir risk, Suriyelilerin yasal olarak çalışmaya başlamasıyla iş imkanlarının azalmasıdır. İşte bu noktada illerin ve sektörlerin işgücü ihtiyacının doğru okunması ve çalışma izinlerinin bu yönde verilmesi çok önemli. Örneğin İŞKUR’un Şanlıurfa ilinde 2013 yılında yaptığı İşgücü Piyasası Analizi Raporu’na göre Şanlıurfa’da toplam 2 Bin 126 açık iş bulunmaktadır. Yani işverenler 2 Bin 126 iş için eleman bulamamaktadırlar. Açık işler içerisinde en fazla ihtiyacın olduğu meslek güvenlik görevlisi. Şanlıurfa’da 207 Güvenlik görevlisi ihtiyacı varken, 125 hemşireye, 23 tane beden işçisine ihtiyaç bulunmaktadır. Dolayısıyla Suriyelilerden hemşire olarak yararlanılamayacağına göre, beden işçisi açığının Şanlıurfa’da Suriyeliler tarafından karşılanmasında herhangi bir sorun yoktur. Zaten bu veriler 2013 yılının verileri olduğu için bu dönemde işverenlerin Şanlıurfa’da beden işçisi bulamadığı anlaşılmaktadır. Bu pozisyonların Suriyeliler tarafından doldurulmasında herhangi bir sakınca olmayacaktır. Eylül 2014 verilerine göre Şanlıurfa’daki açık iş sayısı 1.037’dir. Yani bu il için çalışma izni verilirken meslek sınırı çizilirse herhangi bir tepki doğmayacaktır.
Gaziantep için de benzer sonuçlar söz konusudur. 2013 Yılı verilerine göre Gaziantep’te 249 plastik mamulleri imalat işçisine, 247 imalat işçisine, 135 konfeksiyon işçisine ihtiyaç vardır. Bu mesleklere yönelik sağlanacak çalışma izinleri herhangi bir gerginlik yaratmadan bu sorunu da çözücü bir rol üstlenebilir. Diğer yandan bu illerde Suriyelilere istihdam imkanı sağlanması, büyükşehirlere yönelik olarak kontrolsüz şekilde gerçekleşen göçü de engelleyebilecektir.
Suriyelilere çalışma izni verilmesi belirli kısıtlamalarla tepki doğurmadan halledilebilecek bir konu. Fakat Suriyelilere Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu uyarınca sosyal yardım yapılması konusu büyük toplumsal tepkilere neden olabilecek niteliktedir. Sosyal yardımlarda ilk kriter o ülkenin vatandaşı olmaktır. Sosyal yardımlar o ülkede yaşayan kişilerin vergileri ile finanse edildiği için, o ülke vatandaşlarından alınan paralarla yine o ülke vatandaşlarından yoksulluk riski ile karşı karşıya kalanlara yardım yapılması prensibinde işlemektedir. Fakat toplanan vergilerle Suriyelilere sosyal yardım yapılması, Türk vatandaşlarından sosyal yardım alamayanların tepkisini çekeceği gibi, devletin sorumluluklarının da tartışılmasına neden olabilecektir.
Özellikle Suriyelilerin yoğun olarak bulunduğu illerde başka bazı sosyal travmaların da zaman içerisinde söz konusu olması halinde bu tip konular daha hassas hale gelecektir. Bu nedenle her iki konuda da çok kritik adımlar ve hassasiyetli yaklaşımların belirlenmesi gerekmektedir.
Hocam taşerona ilave tediye diye haber yapmışşın güzel ama umutlandırma bizi aslı asdarı olsun bak maaş yattı aynı parayı alıyoruz 25 kuruş artmadı maaşlarımıZ tediye de yook hediyede banka promosyonu da belediye deyim ben iktisadi teşekkülünde yani sizden ricam iyice emin olmadan yazmayın
Murat Bey Merhaba,
Ben yazdığımdan emin olmadan hiçbir yazıyı gazeteye göndermiyorum.
Belediyenin şirketlerine geçen taşeron işçiler için yazıda detay var.
Sağ olun yine de ilginiz için.
İyi Akşamlar