Ayselim-Aysel_Gurel_Anisina

Albümü geçen hafta aldım. Alırken “acaba hala bir CD’ye 20 TL veren kalmış mıdır?” diye kendi kendime soruyordum. Bu albüm tabii ki çok farklı, herhangi bir albüm değil. Tabii ki, bir bedel biçilmesi anlamlı değil. Ancak şu da bir gerçek ki, bu devirde müzik sektöründe satış stratejileri çok değişti. Eski satış rakamlarının yakalanması mümkün değil falan filan. Ancak arabaya taktıktan sonra CD’yi bazı insanların gerçekten özel olduğunu yeniden hatırladım ve iyi ki almışım dedim.

Aysel Gürel’in kızının (Müjde Ar olmayan) Cüneyt Özdemir ile röportajını dinledikten sonra almaya karar verdiğim albüm gerçekten müthiş. Aysel Gürel’in niçin bu sözleri yazabildiğini kızının “Aysel’in Türkiye’de gezip görmediği herhangi bir pazar yoktur” lafı ile anlayabiliyorsunuz zaten. Sözler çok anlamlı ancak hiç de ukalaca değil ve çok acıklı olsa da ajite etmiyor. Çok güldürse de illaki bir yere dokunduran cinsten. Toplumun bütün sınıflarına hitap ediyor asla elitist değil, ama bir yandan da asla duygu sömürmüyor.

Yaklaşık 5 gündür arabaya binsem de, “Sultan Süleyman”ı bir kez daha dinlesem diye trafiğe çıkmayı iple çekiyorum. Albümde benim favorim “Sultan Süleyman”. Popüler kısmı ise Tarkan’ın seslendirdiği “Firuze” ve Ata Demirer’in kendi tarzını yansıttığı “Sitem”. Ama dinlerken “bu da mı onun şarkısıymış” lafı birçok kez ağzınızdan dökülüyor. Birazda duygusal anınızdaysanız “Ünzile” ve “Sultan Süleyman”ı arka arkaya dinlemeyin derim. Ateş Böceğim’de onun şarkısıymış albümde yok ama şöyle bir bakınca hakikaten insan “ne kadınmış” diyor. Boşuna yakın çevresi “Deli Aysel” demiyormuş.

Karşılaştırma yapmak tabii ki anlamsız ama Aysel Gürel’in şarkı sözlerine odaklanınca “Aşk bu kızıl ötesi yaralı müzesi hareket edemem” tarzı sözlerin değerini ve amacını bir kez daha ve net bir şekilde anlayabiliyor insan.

Nur içinde yatsın, Türkiye açısından çok önemli bir renk ve değerdi.

Sitemde bu sefer yeni bir misafir yazarım var. Ve bu kez bir de nickname’i var. Kendisine çok teşekkür ediyorum beni yalnız bırakmadığı için. Yetersiz Bakiye’nin yazıları oldukça ilgi çekecektir diye düşünüyorum.

Makro’nun Gücü Mikro’nun Süsü

Bilindiği gibi ülkemizde İktisadi İdari Bilimler Fakülteleri’nde çok ciddi sayıda öğrenci eğitim almaktadır. Çeşitli sitelerden edinilebilecek bilgiler doğrultusunda oldukça şaşırtıcı verilerle karşılaşmak mümkündür; 2011-2012 öğretim yılında 271.395 örgün İ.İ.B.F öğrencisi varken 1.217.970 A.Ö.F. öğrencisi mevcuttur. Diğer fakültelerdeki öğrenci sayısı toplam 312.796’dir. Peki, bu kadar mezun ne işle iştigal etmektedir? Mezunların içerisinden yaklaşık 350.000 kişinin hali hazırda düzenli bir işi olmadığı biliniyor. Geriye kalan kişiler içerisinde kendisine bankacılığı meslek edinenlerin sayısı da az değildir. Mart 2013 itibariyle 188.748 çalışanı bulunan bankacılık sektöründe yaklaşık 130.000 çalışanın İdari Bilimler Fakülteleri’nin 4 yıl eğitim veren bölümlerinden mezun oldukları tahmin edilmektedir. Bu yazımızda banka çalışanlarının sorunlarına değinmeye çalışacağız.

Banka çalışanlarını genel müdürlük birimlerinde çalışanlar ve şube çalışanları olarak ikiye ayırmak mümkündür. GM birimlerinin müşterileri genellikle şubelerdir, ulaşım için servis imkânı sağlandığından işe geliş gidiş saatleri bellidir. Yıllık izin dönemlerinde, doğum, taşınma gibi mazeret izinlerinde çok sıkıntı çekmezler. Uzmanlık ve üzeri kadrolarda Türkiye şartlarında tatminkâr ücretlerle çalışıldığını söylemek çok da yanlış olmaz.

Gelelim şube çalışanlarına;

Şube çalışanlarının maalesef çıkış saatleri belli değildir. Son dönemde yoğun bir biçimde Çalışma Bakanlığı iş müfettişlerinin saat 18.00’den sonra açık banka şubelerine baskın yaptıkları haberleri birkaç günlüğüne duyulmuş olsa da bugünlerde o söylentinin de pek esamesi kalmamıştır. Saat 18.00’den sonra fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekiyor olmasına rağmen tam olarak ödeme yapan banka sayısı yok denilebilecek kadar azdır. Her yeni şube açılışında pazarlama faaliyetleri daha da güçleşmekte ve daha yoğun mesai harcanması gerekmektedir. Son 2-3 yıldır hafta sonu çalışmaları da rutin hale gelmiştir lakin çalışanların daha önemli sorunları vardır. Son yıllarda giderek artan Türk bankalarının yabancı bankalara satılmasından sonra çalışanların üzerinde inanılmaz hedef baskıları oluşmaya başlamıştır. Yatırımcıların satın alırken ödedikleri bedelleri kısa zamanda geri almak istemeleri ve ülkemizde özel sektör çalışanlarının hiçbir hakkı ve savunucusu olmaması nedeniyle yüzyıllar önce sona eren kölelik düzeni yeniden canlandırılmıştır. Asli görevi banka çalışanlarının haklarını savunmak olan sendikalar patronlarla bir olmuşlar ve üyelerinin haklarını görmezden gelmektedirler.

Yazıma burada son verirken eklemek istediğim bazı hususlar var; bu yazılanlar tabiidir ki tüm bankaların tüm şubeleri için geçerli değildir fakat yüzlerce şubeleri olan, reklamlarda sürekli gülen, jilet gibi giyinen güzel/yakışıklı çalışanlara sahip bankaların çoğu şubesi bu haldedir.

Bir sonraki yazımızda yine banka çalışanlarının sorunlarını işlemeye devam edeceğiz.

Hoşçakalın.

Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Araştırma Topluluğu üyelerince bölümümüzü tanıtmak adına hazırlanan ve bölüm hocalarımızın ve biz araştırma görevlilerinin ÇEKAT üyelerince hazırlanan sorulara verdikleri yanıtlardan oluşan tanıtım filmi yayında.

Bölümümüzü tercih etmeyi düşünen öğrenciler için faydalı olmasını diliyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

 

gülsüm-205x300Canım Annemin “Mercan Öyküleri” kitabı kitapçılardaki yerini aldı. Annemin kitabıyla ilgili www.edebiyathaber.net sitesinde çıkan habere aşağıdaki linkten ulaşılabilir.

http://www.edebiyathaber.net/mercan-oykuleri-cikti/

logo

“Temiz” Kıyafet 1989’dan bu yana faaliyette bulunan bir sivil toplum örgütü. Amaçları ise küresel tekstil sektöründe çalışma koşullarının geliştirilmesi. Bu kapsamda önemli mücadelelerde bulunan sivil toplum örgütünün en dikkat çekici önerisi tüm Asya için bir asgari ücret. Videoda bunun nasıl olması gerektiği ve niçin gerekli olduğu uzunca anlatılıyor.

Özellikle son dönemde yaşanan ölümlü iş kazalarının bilinen büyük tekstil ve moda markalarının üretim merkezlerinde gerçekleştiğini afişe ederek sesini duyuran sivil toplum örgütü, Asya’daki çalışma koşulları, cinsiyet eşitliği, asgari ücret gibi çalışma hayatına ilişkin önemli düzenlemeleri için faaliyetlerde bulunuyor.Clean Clothes Campaign’e web sayfaları vasıtasıyla destek vermek mümkün. Bu kapsamda “clean” olmayan markalardan alışveriş yapmayı birkez daha düşünmek gerekiyor. Aşağıdaki linkten ayrıntılı bilgi edinilebilir.

http://www.cleanclothes.org/

Asya taban asgari ücret düzenlemesinin niçin gerekli olduğu ile ilgili güzel animasyon videosu buradan izlenebilir.

Türkiye’de genç işsizliği sempozyumu 9 tebliğ, 1 değerlendirme konuşması ile faydalı bir şekilde tamamlandı.

Hakan Ercan Hoca’nın “kaç tane daha halı dokuma kursu açmamız gerekiyor” sorusu, Erdinç Hoca’nın sanayi devrimi – herkes için eğitim ilişkisi noktasındaki değerlendirmeleri, Levent Şahin Hoca’nın karşılaştırmalı analizi ve Recep Varçın Hoca’nın İŞKUR’un kurumsal hafızası olarak yaptığı değerlendirmeler sempozyumdan akılda kalanlardı.

Naci Gündoğan Hoca’nın değerlendirmeleri ve Cem Kılıç Hoca’nın yönetiminde güzel bir sempozyum geride kaldı. Tebliğlerin metin hale dönüştürülmesi uzun süreceği için ben kendi sunumumu buraya ekliyorum. Merak edenler aşağıdaki linkten ulaşabilir.

ÇASGEM SUNUM SLAYT

28.05.2013 Salı Günü Düzenlenecek Türkiye’de Genç İşsizliği Sempozyumu’nun Planı aşağıdaki gibidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilecek sempozyum Prof. Dr. Naci Gündoğan’ın Genel Değerlendirmesi ile sonlanacak.

TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİ SEMPOZYUMU

PROGRAM:

09.00-09.30                KAYIT

09.30- 10.30               AÇILIŞ VE PROTOKOL KONUŞMACILARI

ÇASGEM Başkanı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sn. Faruk ÇELİK (teşrifleri halinde)

 

10.30-10.45       Ara

10.45- 12.15      1.OTURUM: İKTİSADİ VE SOSYAL AÇIDAN GENÇ İŞSİZLİĞİ

OTURUM BAŞKANI:  PROF. DR. CEM KILÇ

  • Doç. Dr. Levent ŞAHİN: Türkiye’de Genç İşgücünün AB Üyesi Ülkelerle Karşılaştırmalı Analizi
  • Doç. Dr. Erdinç YAZICI: Türk Eğitim Sisteminin Yapısal Özellikleri Bağlamında Genç İşsizlik Sorunu
  • ÇSG Eğitim Uzman Yrd. Betül DÖNMEZ ORAL: Genç İşsizliği Sorununa Yönelik Düzenlemeler
  • Doç. Dr. Hakan ERCAN: Genel Olarak ve Türkiye’de Genç İşsizliğinin Ortaya Çıkış Nedenleri

12.15-12.45     Soru/Cevap

12.45-13.45      Öğle Yemeği

13.45- 15.30     2. OTURUM: GENÇ İŞSİZLİK SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK POLİTİKALAR: ULUSAL VE ULUSLARARASI KURULUŞLARIN ROLÜ

OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. NACİ GÜNDOĞAN

  • OZAN ÇAKMAK (ILO): Genç İşsizlik Sorununun Çözümünde ILO Bakış Açısı
  • Berna BAYAZIT (UNDP): Genç İşsizlik Sorununun Çözümüne Yönelik Uluslararası Politikalar
  • Araş. Gör. Okan Güray BÜLBÜL: Türkiye’de Genç İstihdamının Durumu ve İyi Uygulama Örnekleri
  • Prof. Dr. Recep VARÇIN: Genç İstihdamının Teşvikine Yönelik Sosyal Politikalar
  • İŞKUR: Genç İşsizlik Sorunun Çözümüne Yönelik Ulusal Politikalar

15.30-15.45    Ara

15.45-16.15:   Prof. Dr. Naci GÜNDOĞAN: Genel Değerlendirme ve Kapanış 

Anneler günü vesilesiyle her sene tekrarlanan bir komediye ait sevgili annemin öyküsünü, herkes küçük ev aletlerini evlerine götürdükten sonra siteme koymak istedim. Bu vesileyle hayattaki en sağlam dayanağım, pusulam, her daim sevgimi eksik gösterebildiğim ama her daim fazlasıyla sevgi gördüğüm annemin anneler gününü tekrar kutluyorum.

                       ANNENİZE KÜÇÜK EV ALETLERİ

Ne zaman anneler günü yaklaşsa televizyonda bir reklam furyası başlar. “Annenize, anneler gününde küçük ev aletleri alın, annenizi zahmetten kurtarın.” Bunun gibi cümleler ve anneyle çekilmiş görüntüler yaklaşık bir ay kadar sürer. Çocuklara büyük kolaylık sağlar bu reklam görüntüleri. Annelere hediye seçmek zordur.

O da öyle yaptı.

Maaş almaya başladığı ilk yıl, anneler gününde annesine çatal kaşık takımı hediye etti. Pırıl pırıl parlıyordu, ayna gibi. Annesi o gün onun sevdiği yemekleri hazırladı. Kızının aldığı çatal kaşık takımını masaya dizdi. Oturdular, kaşıkların üstünde kendini gördü. Beğendi, kıvandı.

O gün aklına geldikçe annesinin, başında bir toka yerine, çatal olduğunu hayal eder.

Ertesi yıl, televizyonda yine reklamlar başladı. “Annenize anneler gününde küçük ev aletleri alın, ona hayatı kolaylaştırın.” Annesine bir karıştırıcı aldı. Annesi akşama mis kokulu bir kırmızı mercimek çorbası pişirdi. Karıştırıcıdan geçirdi. Yemekte kızına teşekkür etti. Beğenilmişti çorbası. Kızı gururluydu. Epeyce bir para ödemiş ve annesi beğenmişti hediyesini.

O gün aklına geldikçe içi cız eder. Kafasının içinde, annesi, karıştırıcının kordonu ile mutfak kapısına bağlanmıştır.

Bir sonraki yıl da reklamlar hiç aksatmadan tam zamanında televizyonda yerini aldı. Hiç kimseye anneler gününü unutması için fırsat vermedi. “Anneler gününde annenize küçük ev aletleri alın, onu rahata kavuşturun.”

O yıl paraya kıydı, reklamlar her ne kadar küçük ev aletleri alın diyorsa da, terfiden aldığı zammı da düşündü ve hediyeyi biraz daha büyüttü. Gitti bir pres ütü aldı annesine. Çok sevindi annesi. Evde hiç sevmediği iş ütü yapmaktı. Hemen kurulum yapıldı. Kızına; ”Getir,  pantolonlarını ütüleyeceğim” dedi. Kız koştu, bütün dolabı boşalttı. Fırsat bu fırsat annesi aşka gelmişken ne var ne yok ütületti. Annesi de işleri kolaylaştığı için kızına minnettardı.

O günü hatırladığında ütünün preslendiği yerde annesi vardır. Dümdüz, sıcak, sesi soluğu çıkmayan, hayatta hep ütülü annesi.

Yıllar böyle geçerken annesinde de yaşlılık izleri görünmeye başladı. Arkadaşlarından havuç kürünün unutkanlığı önlediğini duymuştu. O yıl seçenekler daha da çoktu. Televizyon reklamları da bunu duyurmaya devam ediyordu. “Annenize anneler gününde küçük ev aletleri alın, çekilişten bir de seyahat kazanın.” Kredi kartı sağ olsun.  Nasıl olsa ödenir. Annesi için değmez mi? Sever annesini, bonkörlük etti. Gitti bir katı meyve sıkacağı aldı. O akşam herkese meyve suyu hazırladı. Sevindi annesi, bütün gün çalışmış donatmıştı masayı. Kızının iyi bir işi, iyi bir maaşı vardı. Çok da düşünceliydi. Meyve suyu birkaç gün daha sofrayı süsledi ama, bu iş meşakkatliydi. Unutuldu.

Anneler gününden bir iki gün sonra telefonu çaldı. Anneler günü alış – veriş çekilişinden seyahat kazanmıştı. Çok sevindi. “Şanslıyım, iyi evlat annesine hediye aldı, tanrı da onu ödüllendirdi” dedi. Kızı, arkadaşıyla birlikte hazırlıklarını yaptı, annesi çok yorulmuştu ama değmişti. Bedava seyahat bu yoğun iş ortamında ilaç gibi geldi. Dönüşte annesi, yine yıkar, kurutur, ütüler nasıl olsa. Şimdi eğlenmek ve dinlenmek zamanıydı.

Annesi mutlu ama buruktu. “Keşke bana, eflatun renkli, arkası fiyonklu bir çorap alsaydı, pantolonumun altından görünseydi, bluzumla aynı tonda olsaydı, içim kıpırdardı.      Herkes görsün diye zıplardım. Kızım beni şımarttı derdim.

İşportadan bir toka alsaydı, kızım gibi başımda taşırdım. Saç tellerim yaşam telim olurdu.

Bana bir sakız alsaydı, çilek kokulu, kızım kokulu, çiğner, balonlar şişirir patlatır, kahkahalar atardım. Hiç çürümesin diye ağzımdan çıkarır kendi kağıdına tekrar sarar, kimse görmeden kızım kokulu sakızımı tekrar çiğnerdim” diye düşündü.

Kızı çılgınlar gibi gezdi, eğlendi alış veriş etti. Dönüş günü annesine hiçbir şey almadığı aklına geldi. Parası ve zamanı kalmamıştı.

Annesi de fırsattan istifade anneannesinin yanına gitmişti. “Beni unutmuştur, hem de affeder dedi.” Tanırdı annesini.

Annesi de kendi annesinin yanındaydı. Ona kendi yazdığı cümleyi götürüp vermişti.

Aslında almak istediği tek hediye de böyle bir şeydi.

“Annem. Anneliğin, her geçen gün, büyüdü, genişledi. Küçükken, büyükken ve hiç büyümezken hep annemsin. Elimi bırakma. Sen hep önümde ve arkamdasın. Sağ ol. “

 

1 Mayıs 2009

Ü. Gülsüm Bülbül

d4wcms_046345

Uluslararası Çalışma Örgütü Gençler İçin Küresel İstihdam Eğilimleri Başlıklı raporunu yayımladı. Raporda önemli tespitler söz konusu.

Raporun önemli tespitleri için aşağıdaki video takip edilebilir. Özeti ve tam metni de yine aşağıdaki linklerden ulaşılabilir.
wcms_212423 wcms_212899


Adsız

Ücretsiz gençlik treni ile Balkanlar’ı ve Türkiye’yi gezme fırsatı. Gençlerimiz için önemli bir fırsat olabilir. Özellikle süreç bu yönde giderken ve ileride ne olacağı bilinmezken, Dicle Gençlik treninin programı değerlendirilmeli bence.

Ayrıntılara buradan ulaşılabilir.

http://www.gencliktreni.gsb.gov.tr/

74344

2013’ün 1 Mayısının  Taksim’in bu haliyle Taksim’de kutlanması şart mıydı?

El Cevap – Hayır

Konfederasyonlar kendi aralarında anlaşsaydı Taksim’de 100.000 kişi değil ama 35.000 kişiyle bu gün kutlanabilir miydi?

El Cevap- Evet

Konfederasyonlar bu makul kutlamayı istemek yerine, gerilim ve uzlaşmamayı istedi mi?

El Cevap – Evet

Polisin bu derece sert müdahale etmesi gerekir miydi?

El Cevap – Kesinlikle Hayır

Bu durumun böyle olacağı bilinerek sert müdahale edilmesi gerektiği söylendi mi?

El Cevap – Kesinlikle Evet

1 Mayıs’ın sendikalar ve konfederasyonlarca Taksim’de kutlanmasının hükümet protestosuna dönüşmesinden korkulduğu için mi bu derece sert müdahale edildi?

El Cevap – Kesinlikle Evet

Kim bu durumdan karlı çıktı?

El Cevap – Kimse

Sonuç itibarıyla “emek” bu günden dayanışma ve birlik veya herhangi bir sendikal bilinç geliştirerek emeğin sorunlarını gündeme taşıyarak günün anlamını değerlendirebildi mi?

El Cevap – Kesinlikle Hayır

1977’de meydana ateş edenler halen bulunamadı mı?

El Cevap – Burası Türkiye…

Emeğin bayramını layıkıyla kutlayabildiğimiz, muassır medeniyet seviyesine ulaşabildiğimiz, sivil toplumdan korkmadığımız, sivil toplumunda kendisini disipline edebilen ve ne istediğini bilen mekanizmalar haline gelmesi dileğiyle

Emeğin bayramı kutlu olsun…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Öğrencilerimiz için T.B.M.M.’de bilgilendirme programı ve staj imkanı.Aşağıdaki metinden tüm detaylara ulaşılabilir. Başvuru için bu linke bakılabilir. http://www.tbmm.gov.tr/duyurular/belge/bilgi_notu_zorunlustaj_04042013.pdf

TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı Birimlerinde Zorunlu Staj, Bilgilendirme Eğitimi ve Beceri Eğitimi Görecek Olan Öğrencilerin Belirlenmesi ile Görev ve Sorumlulukları Hakkında Yönerge” doğrultusunda TBMM’de üniversite öğrencilerine zorunlu staj ve bilgilendirme eğitimi, meslek lisesi öğrencilerine mesleki beceri eğitimi yaptırılmaktadır.

Genel Hususlar:
1- Birimlerin ihtiyaçları ve kapasiteleri dikkate alınarak stajyer kontenjanları Genel Sekreterlik Oluru ile belirlenmektedir.
2- Başvurular şahsen veya posta yoluyla yapılabilmektedir.
3- Başvuruların ilan edilen kontenjanların üzerinde olması halinde, not ortalamasına göre
oluşan başarı sıralaması dikkate alınmaktadır.
4- Stajların hizmet gereklerine uygun olarak yapılmasından hizmet birimleri, staj sürecinin gözetim ve denetimindenİnsan Kaynakları Başkanlığısorumludur.
5- Öğrenciler; zorunlu staj, bilgilendirme eğitimi ve mesleki beceri eğitimine bir kez katılabilmektedir.
6- Stajyerler ücretlerini kendileri ödemek şartıyla personel yemekhanelerinden ve ödünç alma dışında kütüphane hizmetlerinden faydalanabilmektedir.

Üniversite Öğrencileri için:
1- Zorunlu staj üniversitelerin ön lisans ve lisans programlarında mecburi tutulan stajı içermektedir.
2- Bilgilendirme eğitimi ise üniversitelerin ön lisans ve lisans programlarının staj zorunluluğu bulunmayan öğrencilerinin isteği üzerine yaptırılan eğitimi ifade etmektedir.
3- Bilgilendirme eğitimi ve zorunlu staj başvuruları 1 Nisan – 30 Nisan tarihleri arasında kabul edilmektedir.
4- Zorunlu staj; temmuz, ağustos ve eylül ayları içinde en fazla 30 iş günü olarak yaptırılmaktadır. Zorunlu staj öğrencilerinden; başvuru formu, nüfus cüzdanı sureti, öğrenci belgesi, staj zorunluluk belgesi, not ortalaması(transkript) (yurt dışında eğitim gören öğrencilerin belgeleri tercümeleri yapılmış ve elçilik onaylı olmalı), sigorta priminin okulu tarafından ödeneceğini gösterir belge ve iki adet vesikalık fotoğraf istenmektedir.
5- Bilgilendirme eğitimi ise temmuz ve eylül aylarında 5’er iş günü olarak uygulanmaktadır. Bu eğitime katılacak öğrencilerden başvurularında başvuru formu, öğrenci belgesi, not ortalaması(transkript) nüfus cüzdanı sureti (yurt dışında eğitim gören öğrencilerin belgeleri tercümeleri yapılmış ve elçilik onaylı olmalı), 1 adet vesikalık fotoğraf istenmektedir.
6- Zorunlu staj ve bilgilendirme eğitimi gören öğrencilere katılım belgesi verilmektedir.

Meslek Lisesi Öğrencileri için:
1- Mesleki beceri eğitimi; 3308 sayılı Kanun kapsamında, meslek liselerinin (açık lise, olgunlaşma enstitüsü ve iş okulu hariç) 12’nci sınıf öğrencilerinin eğitim ve öğretim yılı süresince okullarınca belirlenen haftanın üç günü işletmede, 2 günü okulda devam eden eğitimini içermektedir.
2- Mesleki beceri eğitimi başvuruları 1 Mayıs – 31 Mayıs tarihleri arasında kabul edilmektedir.
3- Öğrencilerden başvurularında; başvuru formu, 3308 sayılı Kanun kapsamında beceri eğitimi almasının zorunlu olduğunu ve işletme günlerini gösterir yazı, son iki yılın not ortalamasını gösterir belge, nüfus cüzdanı sureti ve iki adet vesikalık fotoğraf istenmektedir. Başvurusu olumlu değerlendirilen öğrencilerden ayrıca okullarından onaylı olarak getirecekleri işletmelerde mesleki eğitim sözleşmesi, staj dosyası ile istenmektedir.
4- Öğrencilere eğitim öğretim yılı boyunca her ay asgari ücretin net tutarının % 50’si oranında ödeme yapılmaktadır.

6mg

Sosyal politika akademik alanında öğrenciler ve biz genç akademisyenler için çok faydalı olan Genç Sosyal Politikacılar Kongresi’nin 6.’sı 24 – 25 Ekim 2013’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde düzenlenecek. Artık geleneksel hale geldiğini söyleyebileceğimiz kongre kapsamında öğrencilerimiz de tebliğ sunma deneyimi edinebilecekler. Geçmiş yıllarda bölümümüz öğrencilerinin güzel tebliğlerini izleme şansı bulduğumuz kongrede bu yılda birçok öğrencimizi görmek bize mutluluk verecektir.

Bu bağlamda kongrede tebliğ sunmak isteyen öğrencilerimiz bölüm araştırma görevlilerimiz ile görüşebilirler.

Detaylı bilgi için aşağıdaki adrese bakılabilir.

http://spaum.politics.ankara.edu.tr/?bil=bil_haber&gosterim=haber_icerik&haber_id=41

indir (1)

Bankacılık alanında kariyer hedefleyen öğrencilerimiz için sektörün en agresif ve teknolojiyi en üst düzey kullanan bankasında sektörün detaylarını öğrenme fırsatı. Bankacılık düşünen öğrencilerimiz için mutlaka yaşanması gereken bir deneyim. İş hayatının ve sektörün zorluklarını ilk elden öğrenme fırsatı.

Detaylı bilgiler aşağıdaki adreste.

http://garantilikariyer.garanti.com.tr/web/ilanlar_off.aspx?ilangrp=1

Adsız

Tesco dünyadaki önemli çokuluslu şirketlerden bir tanesi. Şirket olarak “Tesco Kipa geleceği ile tanışıyor” başlıklı etkinlikle kendisini gençlere tanıtmak istiyor. Bu kapsamda Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğrencilerimizi 1 Nisan 2013 Pazartesi günü saat:14:00’da Panora Kipa’da mağazalarına davet ediyor. Öğrencilerimizle birlikte orada olacağız.

Katılmak isteyen öğrencilerimiz 0 506 413 10 31 numaralı telefondan Deniz Can ile irtibata geçebilirler. Aşağıdaki linkten organizasyon ile ilgili afişe ulaşabilirsiniz.

GENÇLERE SEKTÖR AFİŞİ