stajyer arıyoruz
Türkiye’nin tek tam teşekküllü 

e-kitap yayınevi
Propaganda Yayınları
stejyer arıyor.

E-kitap sektörüne ilgili, yayıncılıkla ilgili sıradışı fikirlere sahip,
bilgisayar bilgisi ortalamanın biraz üzerinde stajyerlar arıyoruz.
Haftada birkaç saatinizi ayırarak, ekitap yayıncılığının mutfağına dair bilginizi arttırmak istiyorsanız,
CV’nizi bu adrese gönderiniz.
Can Başkent
propagandaYayınları

13052012380__855_x_641_

Ben şahsen bölüm öğrencilerimizin aynı zamanda işgücü piyasasında yer almasından son derece mutlu oluyorum. Elbette ki, bu bir tercih ve bazı kazanımları olduğu gibi götürdükleri de var. Ancak kişi eğer ne istediğini biliyorsa ve bu yönde kendini geliştirmeye çalışıyorsa bundan daha iyi bir imkan olamaz diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu deneyimi bizzat yaşayan birinin görüşleri bu çerçevede yol gösterici olabilir diyerek Umut’tan bu yazıyı kaleme almasını istedim. Beni kırmayıp okul ve iş arasında geçen “sınırlı” zamanını ayırdığı için teşekkür ediyorum.

OKU-ÇALIŞ  ,  ÇALIŞ-OKU

            Günümüzde istihdam düzeyleri göz önüne alındığında işe girme olasılığımız hemen hemen belli oluyor ki okuyorsanız bu olasılık daha da düşüyor. Neden mi? İşverenler hem okuyup hem çalışan yarı – zamanlı personel yerine tam zamanlı çalışabilecekleri tercih ediyor. Her firmada bu böyle değil tabii ki. Okuyan insanlara gerçekten değer veren onları geliştirmek isteyen şirketlerde yok değil. Ancak herkes oralarda çalışacak kadar şanslı değil. Ben şanslı gruptan biriyim sanırım.     

            IKEA’ya ilk başvurduğumda ANKARA’da inşaat halindeydi. Mayıs 2011’de işe girdiğimde  hem GAZİ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri bölümü 2. Sınıf öğrencisiydim hem de sigortalı olarak çalışan ve kendi ayakları üzerinde durmaya adım atan bir birey. İlk zamanlar çalışırken okumak veya okurken çalışmak gerçekten çok zordu. Ders programımla iş yerinde ki vardiyamı uyarlamam , sınavlara çalışmak için uykusuz kalmam vs. İlk 4-5 ay bu tarz problemlerle karşılaşmak gayet normal. Bunu daha sonradan öğrendim tabii ki. Zaman geçtikçe herşeyi rayına oturtabiliyorsunuz. Belirli sorumluluklarınız ağır basıyor. Okulu ihmal etmiyorum dersem yalan olur  çünkü o kadar rahat bir çalışma ortamım var ki. İhmalden kastım okula hiç gitmemek , ders çalışmamak değil yanlış anlaşılmasın. Bazen olurdu bunlar ama çalışmaya başladıktan sonra derslerim daha iyi olmaya başladı. Bir şekilde teşvik edildim çünkü bana işyerimde bir fırsat verildi. Bunu kullanmam okulu bitirmeye bağlıydı. İşe ilk girdiğimde normal bir personeldim. Şimdi ise derslerden kazandığım bilgiler ve bazı teknik konularda kendimi geliştirmem sayesinde yavaş yavaş daha önemli pozisyonlarda görev almaya başladım. Örneğin şu anda Anakasa sorumlusuyum yani muhasebe departmanının tarzı bir bölüm diyebiliriz. Okurken çalışmanın birkaç artısından biriydi bu. Mesela çalışma hayatını yakından gördüğünüz için mezun olunca işiniz daha rahat olabilir. Çünkü acemi değilsiniz artık. Gerçekten zor bir şeyi başarıp hem okuyup  hem çalışmışsınız.

            Diyeceğim o ki; eğer hoşunuza gidebilecek istediğiniz mesleklerle ilgili yerlerde iş bulma imkanınız varsa bunu değerlendirin. Göreceksiniz herşey daha değişik olacak.

                                                                                             

                                                                                                                                                                                                                                                                UMUT KARAKUŞ

                                                                                                                                         U.K.